Salı, Haziran 12, 2007

SEVMEYEN VAR MI...? KARNIYARIK...



Fırının içinde pişmekte olan karnıyarıklar...



Pişmiş mideye inmek için sabırsızlanan karnıyarıklar:))

Karnıyarık pişirmek bana her zaman çok zor çok uzun gelirdi. Ebrucuğum sayesinde artık karnıyarık pişirmek neredeyse tencere yemeklerinden bile kolay hale geldi.

Olay şöyle gelişir;

Akşam yorgun argın eve gelinir.Eller yıkanır.Patlıcanlar alaca soyulur tuzlu suya atılır.Koşarak yatak odasına geçilir.Üst baş değiştirilir.Yeniden koşarak mutfağa geçilir.Soğan+kıyma kavrulur.Arzunuza göre içine sarmısak (bayılırım), maydonoz, salça,tuz, karabiber ilave edilir.Başka bir tencereye sıvıyağ koyulup, ocak yakılır.Yağ ısınırken patlıcanlar kağıt havluyla kurulanır.Isınan yağa patlıcanlar atılır ve sabah işe giderken çalıştırılan bulaşık makinasındaki temiz tabak ve bardaklar dolaptaki yerlerine yerleştirilmeye başlanır.Patlıcanların birer yüzü kızarınca diğer yüzleri çevrilir ve oğluşun odasına yönelinir.Sabahları benden sonra çıkan oğluşun "okula bu oyuncağımı götürsem, yoksa şu oyuncağı mı" çalışmaları esnasında içindeki her şey boşalan oyuncak sandığı ve buna bağlı olarak çalışma masası hızla toplanır.O anda akla ocakta neredeyse kömüre dönecek patlıcanlar gelir koşarak mutfağa dönülür.Patlıcanlar kağıt havlunun üzerine çıkarılır.Fırın tepsisi tezgaha alınarak patlıcanlar itinayla dizilir ve ortaları birer bıçak yardımıyla açılır.Bu arada soğuyan kıymalı harçtan aldığı kadar çok patlıcanların içine doldurulur.Bir yemek kaşığı salça bir su bardağı suda eritilerek tepsinin içine kenarından yavaşça dökülür.Üzerini isteğinize göre domates ya da biber dilimleri ile süsleyebilirsiniz.200 derecelik fırında patlıcanların üzeri hafifçe kızarana kadar pişirilir.Böylece bu kadar kolay bir şekilde karnıyarık pişirmiş olursunuz.Hepimize afiyet olsun.:))

6 yorum:

Evcilik Lezzetler dedi ki...

:)) Vallahi bravo pratikliğin hızın için Yapılış öyküsü güldürdü beni Güleriz ağlanacak halimize hesabı :)) Ben de akta karada oyuncak toplarken görür gibi oldum kendimi bir an :))
Nefis görünüyor Ellerine Sağlık
Sevgiler...

yusufun annesi dedi ki...

Burcucuğum, sen asıl karnıyarıklar fırına verildikten sonra bizim evde çevirilen filmleri bir bilsen...:))Koparsın gülmekten.Yorgun argın gelen anne karnıyarıkları fırına verip, dağınıklıkları (sabah kendisi çıktıktan sonra meydana gelen tepeciklerden bahsediyorum) topladıktan sonra, babaannesinden kan ter içinde gelen oğluşunu banyoya sokabilmek için evde sehpanın etrafında ve odalarda kovalamaca oynaması konulu olanını özellikle öneririm:)

*Ra dedi ki...

Benim de iş dönüşü yemek maratonlarım tıpkı böyle. karnıyarık nefis görünüyor. Ellerinize sağlık.
Sevgilerimle.

yusufun annesi dedi ki...

Merhaba Rabia,
Hoşgeldin bloğuma.Çok teşekkür ederim:)

Cafe Gusto dedi ki...

Ahhhh Şebnemcim Ahhh
Kendimi gördüm sanki bir an.Bizde de yuvadan aç gelmiş "anne yemek hazır değilse çikolata yiyecem diye ortalıkta dolaşan ve de beni tehdit eden bir Ege var".Yemek hazır değilse dayanamıyor ve açlığını bastırmak için dolaba koşuyor.Her seferinde de "sana küstüm beeeen diye de ağlıyor"o nedenle yemeklerimi geceden yapıyorum.Karnıyarık ise eşimin en sevdiği yemek fakat uzun iş diye belki senede 3 kez ancak pişirebiliyorum.Ne ayıp değil mi?
Neyse canım ellerine sağlık.Çalışan kadın dramını da çok hoş vurgulamışsın.
Sevgiyle kal...

yusufun annesi dedi ki...

Serpilcim, sorma aynı modelden bende de var."çok acıktım beeeen" diye tepiniyor evin içinde bacaksız, ben de senin gibi genelde bir gece önceden pişirip, ısıtarak tüketiyorum.Ama tavuk, ıspanak, karnıyarık yada pilav tarzı nazik yemekleri o akşam ya da sabah çok erken kalkarak hazırlıyorum.Ama varsın olsun, kuzucuklarımızın canları sağ olsun, onlara feda olsun dimi?
Sevgiler:)